24 Mayıs 2007 Perşembe

Parkorman çıkarları ve çıkmazları

8 Nisan 2007..

Bu Pazar farklı bir yürüyüş parkuru deneyelim diye çıktık evden. Yol bizi Parkorman’a getirdi desem yalan olur, aramızdan bazıları zaten çoktan planlamış buraya gelmeyi.. Arabamızı görevlilerin işaret ettiği yere bırakıp, yürüyüş parkurunu bulduk.
Herkesin algıları farklı şeylere açık işte.. Outdoor Özkan (kendileri treking hastalığına tutulalı beri bu adla anılmakta) , parkurun toprak olmasına seviniyor ben de etrafda bir sürü çiçek böcek olmasına.Baharın yeni yeni göz kırptığı günler, ağaçların yarısı baharı daha yakalayamamış ama kır çiçekleri çok sabırsız.





































Gayet iyi gidiyorduk, yürüyüş yolunun ikiye ayrıldığı bir noktada sola yani park sınırları dışına yani vahşi doğaya doğru rotamızı çizdik. Bir müddet sonra önümüzde köylüleri fark ettik. Demek ki yakınlarda bir yerlerde bir köy var. Derken köylüler gözden kayboldu, uzaklardan köpek havlama sesleri gelmeye başladı. Oylamaya sunduk, devam mı, dönelim mi? Köpek konusunda hepimiz tırsak çıktık, macera ruhumuzu oracıkta bırakarak, arkamıza bir daha dönmeksizin gerisin geri döndük. Saptığımız noktaya geldikten sonra ilerlerken gene yol ikiye ayrıldı, yine sola dönen başka bir yola girdik.

Köpek konusunda hepimiz tırsak çıktık, macera ruhumuzu oracıkta bırakarak, arkamıza bir daha dönmeksizin gerisin geri döndük. Saptığımız noktaya geldikten sonra ilerlerken gene yol ikiye ayrıldı, yine sola dönen başka bir yola girdik.

Doğal olarak benim fotoğraf sevdam yüzünden yolun büyük bir kısmında eşim ve görümcem benden her zaman 100 m ileride yol aldı. Taa ki birileri beni “ ya makinan ya ben!” diye tehtit edene kadar..

Yolun sonuna geldiğimizi öncelerden fark eden basiret sahibi Özkancım (Eee! Bir outdoor Özkan kolay olunmuyor) beni uyarsa da ben iddialı bir şekilde yürüyüşüme devam ettim ve kendi gözlerimle hurda arabaların son durağı halini almış, tel örgülerle çevrilmiş çıkmazı görünceye kadar pes etmedim.

Neyse.. Amaç yürüyüş değil mi? Nolur 1-2 kilometre fazla yürüsek!

Geri dönüp doğru sandığımız rotada devam ettik. Gene sıradan şehir insanlarını görünce doğru yolda olduğumuza artık kani olduk.
Böyle yorucu yürüyüşlerle neden kendimizi paraladığımızı evime her geldiğimde yeniden idrak ederim. Tabii ki evimizi daha çok sevmemiz için..

22 Mayıs 2007 Salı

Hoşgeldim

Blogger ailesine bugün nihayet katılabildim. Başta bir iki defa denememe rağmen teferruat ve dikkatsizliğimden sanırım, gecikmeli olarak oturum oluşturabildim.
Bu blogda anılarla karışık gezi yazılarımı paylaşmak istiyorum. Yeni yerler görmeyi, gezmeyi seven herkesle eminim paylaşacağım çok şey olacak.
Herkese iyi haftalar..