29 Ekim 2007 Pazartesi

Abant-Gölcük-Aladağlar Gezisi I

Kar ve Abant gölü (21 Ocak 2007)
Cumartesi akşamı saat 24:00'da Bakırköy'den yola çıktık, diğer tur yolcularını değişik semtlerden toplayıp koyulduk yola. Abant'a vardığımızda saat sabah 07:00'dı, henüz daha güneş doğmamış, gölün üzerinden sis kalkmamıştı. Arabadan iner inmez dağıldık çil yavrusu gibi. Uzun süredir kar manzarası görmemenin verdiği görgüsüzlükle başladık fotoğraf çekmeye.. Baktık ki güneşin doğacağı falan yok, takıldık tur rehberimizin peşine, hem her açıdan gölün manzarasını seyreder, hem de ısınmış oluruz düşüncesiynen başladık gölün etrafında yürüyüşe .. Göl çevresinin 5,5 km olduğunu bilseydim yürüyüşe çıkmak için biraz daha düşünürdüm.. Abant gölünün buz tutmuş hali de bir başka güzel oluyormuş hani..

Abant gölü denize yüksekliği 1450 metre olan doğal bir göl. Göl kenarında ikisi 5 yıldızlı otel(Taksim Int Abant Palace Hotel, Büyük Abant Hotel) ve bir de butik otel var. Bence Büyük Abant Hotel'in konumu çok daha iyi..

Abant Gölü, çok fazla istismara uğrayan milli parklarımızdan biri. Hem göl çevresindeki yapılaşma açısından hem de doğal dokusunun tahrip edilmiş olmasından.. Bunu çok fazla ziyaret alıyor olmasına mı, kolay ulaşılabiliyor olmasına mı ya da paranın gücünün satın alamayacağı bir şeyin olmamasına mı bağlamak lazım bilemiyorum..

Tam güneş yeni yeni ortaya çıkarken, tam Abant'ın beyaz duvağının telleri yeni yeni parlamaya başlarken oradan ayrıldık. "Sen yeşil elbiseni giyidiğinde de çok güzelsin Abant, baharda bekle bizi" diyerek vedalaştık.


Hiç yorum yok: