28 Ekim 2007 Pazar

Bursa gezisi II; Trilya


02/01/2007

Mudanya’dan sonra yol hep dik bir yamaçla denizden ayrılıyor. Bir yandan denize dik eğimli araziye dikilmiş bembeyaz yazlık sitelere kızarak bakıyoruz -güzelim doğayı nasıl böyle altüst etmişler diye-, bir yandan da içimizden “ üff be! Ne manzarası var bu balkonların, insan burada hiç yaşlanmaz” diye geçiriyoruz içimizden..

Kumyaka

Mudanya'dan batıya doğru sahil yolunu takip ettiğimizde 7 km sonra karşımıza eski Rum köyü Kumyaka (Siye) çıkıyor ve Kumyaka'dan 11 km sonra Zeytinbağı (Trilya)'na varıyoruz. Zeytinbağı’nı Kanal D'de yayınlanan “Sev Kardeşim” dizisinden ve bir zamanların bol sansasyonlu dizisi " Melekler Adası"ndan tanıyorsunuzdur.




Zeytinbağı'nda eskiden ipekböceği yetiştirilirmiş, zeytinlerin ilaçlanması nedeni ile zamanla ipekböceği olayı tarihe karışmış, şimdilerde balıkçılık ve zeytincilikle uğraşıyorlar. Trilye'ye kadar gidip de ünlü zeytinlerinden ve zeytin yağından almadan dönmek olmazdı..



Bölge SİT alanı ilan edildiği için, Trilya'nın dar sokaklarında dolaşırken eski ahşap cumbalı, kagir evlere rastlayabiliyorsunuz
Trilya adı nereden mi geliyor? Tri (üç), ilya (papaz)'dan meydana geldiği söylenir. Hristiyanlığın ilk konsili toplantısında muhalif üç din adamı Aya Yani, Aya Yorgi ve Aya Sotiri afaroz edilirler ve müritleri ile beraber Trilye'nin olduğu yere yerleşirler. Rumlardan kalma 7 kilise, üç manastır, üç ayazmadan günümüze sadece üç kilise ayakta kalabilmiş. Bunların içinde Kemerli Kilise de denilen Panagia Pantobalissa Kilisesinin sütunlarının İskenderiye'den getirildiği ve tarihte duvarına ilk resim yapılan kilise olduğu söyleniyor. Kemerli Kilise'yi kasabanın denize yukarıdan bakan bir mahallesinde bulduk ama maalesef, o ününü veren duvar resimlerini görmek bir yana, içine bile giremedik. Kapısı kapalı, ancak duvar deliklerinden ne görebildiysek o..

Kemerli Kilise (Panagia Pantobalissa)

Kasabının merkezinde görülmesi gereken diğer bir mekan da Fatih Camii yani eski St Stephanos Kilisesi. Eski kilise, yeni cami çok iyi onarım görmüş ve eski heybetinden de birşey kaybetmemiş. Acaba eski dini mekanların onarılması ve korunması için ille de camiiye mi çevrilmesi gerekiyor?

Fatih Camii

Bir de Çamlı Kahve’si var ki onca yolu çekmeye değer bence. Soğuk havaya rağmen, kahvede çayımızı da içmeden dönmedik..

Çamlı kahve

Hiç yorum yok: