18 Ekim 2007 Perşembe

Tatil Köyündeyiz..



2005 Ağustos Fethiye Ölüdeniz..

Ailecek ikinci tatil köyü formatındaki tatilimiz. Bu tatilde tatil köyü olayının bize göre olmadığını da anladım. Neden mi? Eğer tatildeki amacınız, hem dinlenmek ve eğlenmek hem de moral depolamak ise, aynı yerlerde aynı şeyleri yapmak bir süre sonra zevk vermemeye başlıyor.. Bu benim şahsi görüşüm tabii. Kaldığımız tesise haksızlık etmek de istemiyorum; eminim birçok kişi için unutulmaz tatillere ev sahipliği yapmıştır. Herkesin tatilden anladığı farklı ne de olsa.. Ama nasıl anlatayım bilmem ki, bir çocuk var içimde, zıp zıp zıplıyor, ille de yeni yerler görelim diyor.. İçinizdeki çocuğa kulak verin derler ya, aha bu çocuk hiç susmuyor, tüm enerjimi alıyor yahu!

Biz de küçük çaplı da olsa tatil köyünün içinde turladık durduk, her yeşilliğin, her otun, çiçeğin böceğin önünde fotoğraf çekildik, çektik.. Resimler nerde mi? Evdeki zavallı laptopumuz bizim aşırı yüklemelerimiz sonucu göçüverdi bir gün, resimlerimize de mezar oldu haliyle.. Anılarımızla başbaşa kalıverdik işte..

Tatil köyünün içinde “çocuk cenneti” diye bir yer vardı, hep önünden geçerdik de çoluk çocuğa henüz karışmadığımız için pek yüz vermezdik. Gitmeden bir gün önce bir girelim, çoluk çocukla gelirsek bir vizibilite çalışması yapmışlığımız olsun dedik. Daha önce niye sağda solda gezinip zaman öldürmüşüz ki biz! En fazla eğlendiğimiz bir buçuk günümüz orda geçti, bir su kaydırağı hastasıymışım meğer de farkında değilmişim. İlk önce mesafe olarak daha kısa ve eğim olarak daha az eğimli olan tünel şeklindeki kaydıraktan indim havuza. Tünel kaydırağa uzanıp kendimi salıvardim ama havuza düşerme anında içerde bir spiral çizip ters bir vaziyette havuza düşünce biraz canım yandı biraz da ürktüm haliyle. Ama gene iflah olmadım en fazla eğimi olan en uzun mesafeli kaydırağın tepesinde buldum kendimi. Başta beni kaymaya ikna etmek için yarım saat dil döken, aynı zamanda ücretsiz bir seans psikoterapi uygulayan arkadaşa burdan teşekkürler.. İşte budur dedim.. Meğer ben kendimi öyle ifade edebiliyor muşum ..

O gün çocuklar gibi eğlendik, boşuna çocuk cenneti dememişler. Hatta ikinci gün hava kapalı olduğundan, aklı selim insanlar suya ayağını bile sokmazken biz ailecenek gene kaydırakların tepesindeydik. Ne zaman mı gitme vaktimizin geldiğini anladık?

Kaydırağın son kısmı biraz dik indiği için havuza düştüğünüzde büyük dalgalar meydana geliyordu. Bir ara eşimin silüetini görür gibi oldum kaydırağın başında.. O kadar şanssız insan ne aralık toplanmıştı havuzun çevresine hiç farketmemişim. Herşey bir anda oldu, bir bakıyorsunuz havuzun çevresinde mutlu mutlu çocuklarının resimlerini çeken kuru anne babalar.. Bir daha bakıyorsunuz, eşimin havuza düşerkenki muhteşem finali; bir tsunami dalgası ve sağ sola kaçışan ıslak anne babalar... Artık daha fazla kalamazdık orda ya da biz kalsak insanlar daha fazla kalamazdı .

Tatil köyünün tanıtım sitesinden aldığım resmi koydum mecburen, idare ediverin artık..


Hiç yorum yok: