1.İnerken yükseklik duygusunu daha derin yaşıyorsunuz
2.Bu manzaradan ayrılmak bir türlü içinizden gelmiyor
3.Bizi Çıralı'da bekleyen protestocuların yüz halleri bugün en son görmek istediğim şey.
Döndüğümüzde arabayı bıraktığımız yerde bulamıyoruz. Eşim, anne ve çocuğu alıp yemek yiyebilecekleri bir yere götürmüş. Bir 500 metre daha yürüme düşüncesi haliyet-i ruhiyemizi biraz sarssa da "gezgin, yorulmaz, susamaz, acıkmaz" ilkesi ile yeniden Çıralı merkeze doğru yürüyüşe geçiyoruz. Çıralı'nın sakin sokaklarında etraftaki güzel bahçeleri seyreyleyerek yürüyoruz.
Rengarenk çiçeklerle kaplı bir bahçe çitini işaret ediyor Saliha Abla, hadi burada bir resmini alayım diye, ben de böyle arka fonu görünce hemen zıplıyorum. Fonun önünde poz verme girişimlerindeyken, iki yanımdan devane boyutlarda iki kangal havlayarak çıkmasın mı! Bir çığlık, akabinde panik halleri, köpeğin önünde koşmalar.. Kaos ne kadar sürdü hatırlamıyorum ya da hatırlamak istemiyorum. Neyse ki sahibi çok uzakta değilmiş de köpekleri yatıştırmak için hemen geldi. Ben de titreyen sesimle " Sadece fotoğraf çektirecektik" gibi saçma sapan sözler sarfetmeye devam ediyorum. Saldırının şokunu atlatıp diğerlerini bulduğumuzda, protestocuların elebaşısının (kendileri sevgili eşim olur) yüzüne bakar bakmaz bugünün akibetini anlayıveriyorum. Ulupınar'a gidilecek mi gibi bir sorunun ne kadar yersiz olduğuna karar verip susuyorum .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder