Ne yalan söyliyeyim, Miniatürk'de görüp de mimarisine hayran kaldığım nadir eserlerden biriydi Saint Antoine Kilisesi. Bir İstiklal günüydü gene ve bu defa, bu zerafeti es geçemedim, önüne geldiğimde bir içe doğuş telaşı ile kapıdan içeri giriverdim. Belki çoğumuz defalarca önünden geçti ama kafasını kaldırıp bakmadığı için demir parmaklıkların arkasında tüm haşmetiyle duran kiliseyi farketmedi bile.
Caddeye açılan kapı Saint Antoine Apartmanlarının arasında yer alıyor. Bu apartmanlar vakti zamanında kiliseye gelir getirmek amacıyla inşaa edilmiş. Kilisenin bahçesindeyken , adeta dantellerin aplike edilmesiyle oluşturulmuş ön cephesinden gözünüzü alabilirseniz, bu apartmanların da cephe zerafetini de inceleyin.
Caddeye açılan kapı Saint Antoine Apartmanlarının arasında yer alıyor. Bu apartmanlar vakti zamanında kiliseye gelir getirmek amacıyla inşaa edilmiş. Kilisenin bahçesindeyken , adeta dantellerin aplike edilmesiyle oluşturulmuş ön cephesinden gözünüzü alabilirseniz, bu apartmanların da cephe zerafetini de inceleyin.
İç kapıdan girdiğinizde, kilisenin yüksek tavanlı çehresi bir azamet hissiyle sizi yakalıyor. Tıpkı bizim camiilerimiz gibi.
İçeride belirli bir çizgiye kadar ilerlenebiliyor, apsis kısmına geçiş yok. Zaten böyle de olmamalı, ziyarete açık camiilerde mihrapda cirit atan çocukları görmek pek de hoşuma gitmeyen manzaralardan.
Kilise tarihi
İnşasına 1906 yılında başlanmış ve 1912 yılında tamamlanarak hizmete girmiştir. Mimarı İstanbul doğumlu olan Giulio Mongeri'dir. İtalyan rahipler tarafından yönetilen kilise, İstanbul'daki en büyük ve cemaati en geniş Katolik kilisesidir.Aslında Kilise ilk olarak 1725 yılında Osmanlı İmparatorluk Saray ve Devlet hizmetinde bulunan ve ayrıca ticaretle uğraşan Katolik ülkelerin (ekserisi İtalyan-Fransız) vatandaşları ve onların aileleri için inşa edilmiştir.
İnşasına 1906 yılında başlanmış ve 1912 yılında tamamlanarak hizmete girmiştir. Mimarı İstanbul doğumlu olan Giulio Mongeri'dir. İtalyan rahipler tarafından yönetilen kilise, İstanbul'daki en büyük ve cemaati en geniş Katolik kilisesidir.Aslında Kilise ilk olarak 1725 yılında Osmanlı İmparatorluk Saray ve Devlet hizmetinde bulunan ve ayrıca ticaretle uğraşan Katolik ülkelerin (ekserisi İtalyan-Fransız) vatandaşları ve onların aileleri için inşa edilmiştir.
Adına dünyanın pek çok yerinde kiliseler ve manastırlar yaptırılan St Antoine'ın temsili heykeli
1195'de Portekiz'de doğan St Antoine, Santa Cruz Manastırına eğitim için gittiğinde 17 yaşındaymış. Orada 8 yıl kalan St Antoine teolojik bilimlerde eğitim alırken, humanistik düşünce ile yoğrulmuş. Manastırdan ayrılmadan önce esrarengiz kişilik yapısı yavaş yavaş anlaşılmaya başlanmış. Bilinen pek çok mucizesi de olan Aziz Antuan katolik dünyası için son derece önemli bir konuma sahip.
Ferrara'da yeni doğum yapmış bir kadın ve kocası, yaşadıkları sorun yüzünden St. Antoine'e gelir. Çocuğun doğması beklenen günden önce doğması nedeniyle kadının kocası çocuğun babasının kendisi olduğuna inanmıyor, bebeği kabüllenmiyor ve karısını aşağılıyormuş. St Antoine yeni doğmuş bebeği kollarına almış ve bebekten babasının kim olduğunu söylemesini istemiş. Bebek eliyle işaret edemediği için gözlerini adama dikmiş ve 10 yaşında bir çocuğun ses tonuyla "Bu benim babam" diyerek yüce Allah'ın insanlar vasıtasıyla gösterdiği kudreti ispatlanmış.(SICCO POLENTONE, Life of St. Anthony, n. 37).İnanışa göre, İstiklal Caddesi'ndeki bu Katolik Kilisesi'ne 7 hafta boyunca her salı gelip mum yakarsanız dileğiniz gerçek oluyormuş.
Saint Antoine'da her salı Türkçe ayin yapılıyor. Burada mum, kolye, kartpostal, kitap gibi eşyalar ve dilekleri simgeleyen gümüş eşyalar satılıyor. Bunlar genellikle bir ev, araba ya da bebek şeklinde oluyor. Dileği gerçekleşen, tekrar gelerek aldığı sembolü panoya asıyor. Ayrıca, dileği gerçekleşenlerin bazıları da kiliseye bir sonraki gidişlerinde ekmek götürüyor. Bu ekmekler o gün saat 5'ten sonra fakirlere dağıtılıyor.
Bir ağacın dalına çaput bağlamak ya da mum yakmak, sembolik davranışlar yalnızca.. İstenilenin olmasını tek sağlayan tabii ki içimizdeki inancın kuvvetinden başka birşey değil..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder